Psikolojide Korunum Yasası Nedir ?

Kadir

New member
Psikolojide Korunum Yasası Nedir?

Psikolojide "korunum yasası", bireylerin dış dünyadaki değişimlere karşı içsel bir denge sağlamalarını açıklayan bir kavramdır. Bu terim, başlangıçta fizikte kullanılsa da, zamanla psikolojik teorilerle de ilişkilendirilmiştir. Fizikte bir madde ya da enerjinin yoktan var olamayacağı ya da kaybolamayacağı şeklinde tanımlanan korunum yasası, psikolojide benzer şekilde kişinin zihinsel ve duygusal durumlarının dengede kalmasını ifade eder. Korunum yasası, çocukluk döneminde bilişsel gelişimi anlamada önemli bir rol oynamaktadır ve özellikle Jean Piaget'in bilişsel gelişim kuramıyla bağlantılıdır.

Korunum Yasası ve Piaget'in Bilişsel Gelişim Kuramı

Jean Piaget, çocukların dünya görüşlerinin zamanla nasıl değiştiğini araştıran bir psikologdur. Piaget'e göre, çocuklar belirli bilişsel aşamalardan geçerek, çevrelerindeki nesnelerin ve olayların özelliklerini anlamaya başlarlar. Bu aşamalardan biri, "korunum" kavramı ile ilişkilidir. Korunum, bir nesnenin fiziksel özelliklerinin (örneğin hacmi, ağırlığı veya şekli) değişen dış koşullara rağmen sabit kaldığını anlamayı ifade eder.

Piaget, korunum yasasını çocukların belirli bir yaşa kadar anlamadığını öne sürmüştür. Örneğin, 4-7 yaş arasındaki çocuklar, bir sıvının bir kaptan diğerine dökülmesiyle sıvı miktarının değişmediğini fark edemeyebilirler. Ancak 7 yaşından sonra çocuklar, bu tür değişikliklerin yalnızca yüzeysel olduğunu ve nesnenin temel özelliklerinin değişmediğini anlamaya başlarlar. Piaget'in bu gözlemi, çocukların bilişsel gelişimlerinin farklı aşamalarda nasıl değiştiğini açıklamak için önemli bir temel oluşturmuştur.

Korunum Yasası Çocuk Gelişimi Üzerindeki Etkileri

Korunum yasası, çocukların gelişiminde önemli bir yer tutar. Bu yasa, çocuğun zihinsel gelişiminin ilerlemesiyle doğrudan ilişkilidir ve çocukların düşünsel kapasitesindeki dönüşümü açıklar. Korunum kavramı, çocukların daha soyut düşünmeye ve mantıklı çıkarımlar yapmaya başlamasıyla ortaya çıkar. Bu gelişim, sadece sıvı miktarıyla sınırlı olmayıp, nesnelerin diğer fiziksel özelliklerine de uygulanabilir. Örneğin, bir çocuğa iki eşit büyüklükte top gösterildiğinde, topun birinin daha büyük bir kutuya konulması, çocuğun bu topun daha büyük olduğuna inanmasına yol açabilir. Ancak, korunum yasasını kavrayan bir çocuk, bu iki topun aslında aynı büyüklükte olduğunu anlayabilir.

Korunumun kazanılması, bir çocuğun dünya hakkında daha gerçekçi ve mantıklı bir anlayış geliştirmesine yardımcı olur. Çocuk, dışsal dünyadaki değişimlerin geçici olduğunu ve bir şeyin fiziksel özelliklerinin her zaman sabit kalacağını fark eder. Bu süreç, bilişsel gelişimde önemli bir kilometre taşıdır ve çocuğun daha karmaşık düşünce yapıları geliştirmesine olanak tanır.

Korunum Yasası ve Ergenlik Dönemi

Ergenlik dönemine geçişle birlikte, bireylerin korunum yetenekleri de daha soyut bir düzeye ulaşır. Ergenler, Piaget'in tanımladığı "somut işlemler" aşamasından "soyut işlemler" aşamasına geçerler. Bu geçiş, onların yalnızca fiziksel nesnelerle değil, soyut kavramlarla da korunum yapmalarını sağlar. Örneğin, ergenler sadece bir sıvının miktarının sabit kalıp kalmadığını değil, aynı zamanda zamanın, adaletin veya duyguların da sabit bir özellik gösterip göstermediğini sorgulayabilirler.

Ergenler, hayatlarındaki değişikliklere karşı da bir tür içsel denge kurma çabası içinde olurlar. Aile dinamikleri, okul ve arkadaşlık ilişkileri gibi dışsal faktörler, ergenin psikolojik korunumunu test eden unsurlar olabilir. Ergenler, kendilerine özgü bir kimlik geliştirmeye çalışırken, çevresel değişikliklere uyum sağlamak adına psikolojik korunum yasasını kendi içlerinde uygularlar.

Korunum Yasasının Terapötik Uygulamalarındaki Yeri

Korunum yasası yalnızca gelişimsel bir kavram değil, aynı zamanda psikoterapötik bir perspektiften de değerlendirilebilecek bir ilkedir. Terapistlerin, bireylerin içsel psikolojik dengesini korumalarına yardımcı olmak amacıyla, bu yasa üzerinden pek çok terapötik müdahale geliştirilmiştir. Bireylerin duygusal ve psikolojik dengeyi sağlama çabası, zaman zaman çevresel stres faktörleriyle sarsılabilir. Ancak terapistler, bireylerin bu değişimlere karşı direnç geliştirmelerini ve içsel dengeyi yeniden kurmalarını sağlamak adına korunum yasasını göz önünde bulundururlar.

Özellikle çocuklarla yapılan terapilerde, çocukların bilişsel gelişim düzeyine uygun müdahaleler tasarlanırken, korunum ilkesi önemlidir. Çocukların düşünsel dünyalarındaki değişimler, terapistin bireyin psikolojik gelişimine uygun bir yaklaşım geliştirmesine olanak sağlar.

Korunum Yasasının Psikolojik Biyografi Üzerindeki Etkisi

Korunum yasası, bireylerin psikolojik biyografilerinin şekillenmesinde önemli bir faktördür. Bir birey, çocukluk ve ergenlik dönemlerinde çeşitli bilişsel ve duygusal deneyimler yaşar. Bu deneyimler, kişinin zihinsel gelişimini etkiler ve bireyin hayatındaki dönüm noktalarına nasıl tepki vereceğini belirler. Bu anlamda korunum yasası, bir kişinin içsel dengeyi sağlama biçimini etkileyebilir.

Bir çocuk, dışsal koşullarda meydana gelen değişiklikleri, içsel dünyasında dengeyi koruyarak anlayabilir. Aynı şekilde, bir yetişkin de hayatındaki stres faktörlerine karşı korunum yasası uygulayarak, dışsal zorlukları içsel dengeyi bozmadan aşabilir.

Sonuç

Korunum yasası, psikolojide önemli bir kavramdır ve çocukların bilişsel gelişimi başta olmak üzere, tüm yaşam boyunca psikolojik dengeyi anlamada kritik bir rol oynar. Piaget’in bilişsel gelişim teorisinde, bu yasa çocukların dünyayı daha doğru ve tutarlı bir şekilde algılamalarını sağlar. Ergenlik dönemiyle birlikte soyut düşüncelerle genişleyen korunum anlayışı, bireylerin psikolojik dayanıklılıklarını da güçlendirir. Terapötik bir perspektiften bakıldığında ise, korunum yasası, bireylerin psikolojik dengeyi korumalarına yardımcı olmak için etkili bir araç olarak kullanılmaktadır.