Tillahi ne demek ?

Beyza

New member
**Tillahi: Bir Sözcüğün Derin Anlamı**

**Bir Başlangıç…**

Sevgili forum üyeleri,

Bugün sizlere çok ilginç bir kelimeyle ilgili bir hikâye paylaşacağım. Bu kelime "tillahi". Birçoğumuz belki zaman zaman duyduğumuz, bazen de rastgele kullanmaya başladığımız bir kelimedir. Fakat bu kelimenin gerçekten ne anlama geldiğini ve insanların hayatındaki anlamını hiç düşündünüz mü? Hikâyemi yazarken, erkeklerin çözüm odaklı, kadınların ise daha empatik ve ilişkisel bakış açılarıyla bu sözcüğün derinliğine inmeye çalıştım. Umarım beğenirsiniz.

---

**Bir Kasaba, Bir Anlam, Bir Kelime**

Bir zamanlar, Anadolu'nun uzak bir köyünde, Yavuz ve Ayşe adında iki eski dost yaşardı. Yavuz, köyün genç ve cesur delikanlısıydı; işleri çözmek, problemleri halletmek onun için her şeydi. Ayşe ise tam tersi, insanları dinlemeyi, onların iç dünyasına girmeyi seven ve her sorunun altında bir duygusal bağ arayan biriydi.

Bir sabah, Yavuz ve Ayşe bir araya geldiklerinde, Ayşe'nin elinde eski bir parşömen vardı. Bu parşömen, köyün çok eski bir yerel halk efsanesine dayanıyordu. Efsaneye göre, kasabanın en derin sırları "tillahi" kelimesinin içindeydi. Herkesin doğru zaman geldiğinde "tillahi" demesi gerektiği söylenirdi. Fakat ne zaman demeleri gerektiği ve bu kelimenin tam olarak ne anlam taşıdığı, kimse tarafından bilinemedi.

Yavuz bu konuda her zamanki gibi çözüm odaklıydı. "Bu bir halk efsanesi, Ayşe. Herkesin doğru zamanı beklemesi lazım," dedi. "Kelimenin ne anlama geldiğini öğrenmeliyiz. Belki de sadece bir kelimeyi ezberlemekten fazlası vardır." Ayşe ise hafifçe gülümsedi. "Ama bazen anlamları, kelimelerin ötesindedir," dedi. "Bunu sadece anlamak yetmez, hissetmek gerekir."

---

**Yavuz’un Stratejik Yolu**

Yavuz, Ayşe’nin sözlerini dinlerken, her zaman olduğu gibi mantıkla hareket etmeye karar verdi. Birkaç eski kasaba sakiniyle konuşarak, "tillahi"nin anlamını keşfetmek için çeşitli stratejiler geliştirdi. Araştırmalarında, bu kelimenin köyün en eski geleneklerinden birine dayandığını öğrendi. Fakat kelimenin içindeki derin anlam, sadece somut bir açıklama ile çözülemeyecek kadar karmaşıktı. Yavuz, her zaman olduğu gibi çözüm odaklı yaklaşarak, kelimenin kökenine inmeye karar verdi. "Evet, bu kelime çok önemli," dedi kendi kendine. "Ama çözüm basit: Bu kelime bir dönüm noktasını işaret ediyor, insanlar için bir dönüşüm süreci."

Yavuz’un stratejisi, kelimeyi ve anlamını bulmaktan öte, sorunun çözümüne odaklanmaktı. Her şeyin bir amacı olduğuna inanıyordu, bu yüzden Ayşe’nin sezgisel yaklaşımını anlamakta zorlanıyordu.

---

**Ayşe'nin Empatik Yaklaşımı**

Ayşe ise Yavuz’un tersine, bu kelimenin içsel bir deneyim olduğunu düşündü. Efsanenin derinliklerinde gizli olan şeyin, "tillahi"nin anlamını, sadece kelimeyi değil, o anı hissederek çözüleceğini biliyordu. O, kasaba halkının birbirlerine duyduğu güveni, anlayışı ve empatiyi ifade eden bir kelime olduğuna inanıyordu.

Bir gün, Ayşe kasaba meydanına gitti. Yaşlı bir kadına rastladı. Bu kadının yüzünde yüzyılların izleri vardı, ama gözlerinde hala bir parıltı vardı. Ayşe kadına doğru yaklaşıp, nazikçe sordu: "Büyükanneleriniz, 'tillahi' dediklerinde ne demek isterlerdi?"

Yaşlı kadın derin bir nefes aldı ve gülümsedi. "Tillahi," dedi, "içimizdeki sevgiyi, sabrı, zorlukları birlikte aşma kararlılığını işaret eder. Birisi zor bir durumda olduğunda, ‘tillahi’ demek, birlikte güçlü kalacağımızı, birbirimize destek olacağımızı hatırlatmaktır."

Ayşe, kadının söylediklerini dinlerken kalbi ısındı. O an, kelimenin sadece bir kavram olmadığını, insanları birleştiren bir bağ olduğunu fark etti.

---

**Birleşen Yolculuklar**

Yavuz ve Ayşe sonunda bir araya geldiklerinde, her ikisi de farklı bakış açılarıyla "tillahi"nin anlamını çözmüşlerdi. Yavuz, kelimenin bir dönüm noktasını işaret ettiğini ve insanları harekete geçirmesi gerektiğini düşünürken, Ayşe kelimenin daha çok bir empati, bir bağ kurma süreci olduğunu savunuyordu.

Sonunda, kasaba halkı da "tillahi"yi doğru bir şekilde kullanmaya başladı. Her zaman birlikte ve sevgiyle hareket etmek, karşılaşılan zorlukları aşmak için birbirlerine güç vermek… Bu kelime, kasabayı birleştiren, onları daha güçlü kılan bir simgeye dönüştü.

---

**Sonuç: Her Kelime Bir Dünya**

Yavuz ve Ayşe’nin hikâyesi, her kelimenin farklı bakış açılarıyla nasıl farklı anlamlar taşıyabileceğini gösteriyor. Yavuz’un çözüm odaklı yaklaşımı ve Ayşe’nin empatik bakışı, bir kelimenin derinliğine inmeyi sağladı. "Tillahi", sadece bir kelime değil; hem bir çağrı, hem de bir anlayıştı. Farklı bakış açıları, kelimenin büyüsünü ortaya çıkarmaya yardımcı oldu.

Her birimiz, hayatımızda "tillahi"yi bir yerlerde duyduk ve bir şekilde yaşadık. Bazen çözüm ararken, bazen de başkalarını anlamaya çalışırken. Her kelimenin, tıpkı "tillahi" gibi, içinden çıkarılacak derin anlamları vardır.

---

**Siz Ne Düşünüyorsunuz?**

Hikâyemizi okuduktan sonra, "tillahi" kelimesinin sizin için ne ifade ettiğini merak ediyorum. Lütfen düşüncelerinizi paylaşın.